Bilinmesi Gerekenler;Lenfoma

Lenfoma nedir?

Lenf dokusunun habis tümörüne verilen genel bir isimdir. Kanser ya normal hücrelerin hızla çoğalması veya normal lenfositlere göre daha uzun süre yaşamaları ile oluşur. Lenfoma Hodgkin hastalığı ve Hodgkin dışı lenfoma adı altında iki büyük gruba ayrılır. Çoğunluk, Hodgkin dışı (Non-hodgkin) denilen lenfoma grubunda yer alır ve hastaya sadece lenfoma deniliyorsa genellikle bu grup kastedilmektedir

Hodgkin hastalığı(HH) nedir?

İlk kez tarif eden Thomas Hodgkin`in adı ile anılan hastalıktır. Hodgkin hastalığının nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Her yaşta ortaya çıkabilmekle birlikte daha çok genç erişkinlerde görülür. Erkeklerde daha sık ortaya çıkar. Bulaşıcı bir hastalık değildir. Kombine kemoterapi ile şifa elde edilebilen ilk habis hastalıktır.

 

Hodgkin dışı lenfoma (HDL) nedir?

Bu başlık altında lenfatik sistemi etkileyen yakından ilişkili bir grup hastalık toplanır. Bu hastalık anormal B lenfositlerden kaynaklanan B hücreli lenfomalar ve anormal T lenfositlerden kaynaklanan T hücreli lenfomalar olarak 2 gruba ayrılır. B hücreli lenfomalar daha sık ortaya çıkar. Hastalık lenf düğümlerinde, dalak gibi lenfoid dokularda ortaya çıkabilir veya mide, barsak gibi organlardaki lenf dokusundan kaynaklanabilir. Malign lenfoid hücreler kan ve lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer kısımlarına da yayılabilir. Son yıllarda HDL sıklığı artmaktadır, ancak bu artışın nedeni bilinmemektedir.

 

Lenfomada hastaların hangi şikayetleri olur?

En sık görülen belirti boyun, koltuk altı ve kasık bölgelerindeki lenf bezelerinin ağrısız şişerek ele gelmesidir. Hastalarda diğer bulunabilen belirtiler ise söyledir; sebebi tam açıklanamayan ateş, kilo kaybı, gece terlemesi, halsizlik, ciltte kaşıntı.... Bu şikayetler, grip gibi başka hastalıkların seyrinde de görülebilir. Bu nedenle bu tür bulguları olan hastalarda lenfoma teşhisini ancak doktor koyabilir. İlk şikayet çoğu kez boyunda ortaya çıkan ağrısız bir şişliğin farkedilmesi şeklindedir. Hodgkin hastalığında bu şişlik özellikle solda köprücük kemiği üzerinde yerleşimlidir. Koltuk altı ve kasıktaki lenf düğümü bölgelerinde de büyüme olabilir. Az sayıda hastada ise lenf düğümü büyümesinin yaygın olduğu görülür. Göğüs kafesi içinde ya da karın boşluğu içindeki lenf düğümlerinde de büyüme olabilir. Bunlar bası nedeni olacak büyük kitleler oluşturuyorsa nefes darlığı, yüzde ve boyunda şişme ya da karında şişlik, ele gelen kitle, karın ağrısı olması gibi şikayetlere yol açarlar. Fizik muayenede karaciğer ya da dalak büyüklüğü saptanabilir. Hastalık lenf düğümü dışındaki dokuları da tutabilir. Akciğer, karaciğer, kemik, kemik iliği tutulumu en sık lenf düğümü dışı tutulum yerleridir. Lenf düğümü dışı tutulum olması ekstranodal hastalık olarak adlandırılır. Başlangıçta vakaların % 5-10'unda ekstranodal tutulum olabilir. Hastaların bir kısmında lenfomaya bağlı olarak ortaya çıkan ve sistemik semptomlar olarak değerlendirilen bulgular olabilir. Bunlar ateş, gece terlemesi, son 6 ayda vücut ağırlığının % 10 undan fazla kilo kaybı olmasıdır. Ateşin nedeni bir infeksiyon değildir. Sistemik semptomlar bu hastalıklara özgü değildir. Hodgkin hastalığında kaşıntı da olabilir.

 

Lenfomada tanı nasıl konur?

Lenfoma tanısı koymak için mutlaka tutulmuş bölgeden biopsi yapmak gerekir. Kesin tanı histopatolojik inceleme ile konur. Bu nedenle lenf düğümü büyümesi olan hastalarda lenf düğümünün cerrahi olarak çıkarılması ve histopatolojik tetkikinin yapılması gereklidir. Çıkarılacak lenf düğümü hekimin uygun gördüğü yerden ve tetkik için uygun büyüklükte olmalıdır. Biopsi kanser şüphesi olan alandan doku parçası alınması işlemidir. Biopsiler ya lokal anestezi yapıldıktan sonra bir iğne ile küçük bir doku parçası alınarak yapılır. Ancak bu yöntemle bazen tanı için yeterli materyel alınamayabilir. Veya açık biyopsi (cerrahi biyopsi) yapılır. Bu, lokal anestezi ile yapılabileceği gibi bazen genel anestezi yapılması da gerekebilir. Karın içinde bir patoloji varsa laparoskopi veya laparatomi denilen cerrahi yöntemlerle karın içindeki şüpheli bölgeden parça almak gerekir. Kemik iliğine yayılan ya da kemik iliğinden kaynaklanan lenfomada tanıya gitmek için kemik iliği değerlendirilmelidir. Lokal anestezi ile deri, derialtı dokusu ve kemik yüzeyi uyuşturulduktan sonra iğne kemik iliği içine girer. İşlem kalçadan yapılır.

 

Alınan biopsi patoloji laboratuarında öncelikle rutin hematoksilen-eosin kesitlerle incelenir.

 

İncelemede ilk olarak; İltihabi olay-lenfoma ayrımı yapılması gereklidir. Çoğu kere bu zor değildir. Ancak bazen bunun ayrımı çok zor olup ileride değineceğimiz immunohistokimyasal çalışmalar gerekli olabilmektedir.

 

Lenfoma tanısı konduktan sonra; HH-HDL ayrımı yapılmalıdır. Buda çoğu zaman zor değildir. Ancak bazı yüksek dereceli HDL'lar HH ile ayrılması ancak immunohistokimyasaal çalışma ile mümkün olmaktadır.

 

En son olarak HH'ı kendi içerisinde veya HDL'yı kendi içerisinde sınıflandırıp (Tablo-1), derecelendirilmesi gerekmektedir. Ki bu işle için mutlaka immunohistokimyasal çalışma, hatta bazen sitogenetik çalışma yapılması gereklidir.

 

Lenfoma tanısı konan her hastaya mutlaka hastalığın evresini belirlemek için kemik iliği biopsisi de yapılmalıdır. Hastalığın kemik iliği tutulumunun olup olmadığının belirlenmesi uygun tedavi şeklini kararlaştırmada yol göstericidir. Kemik iliğinin patolojik incelenmesinde, özellikle bazı tip lenfomalarda kemik iliği normal gözükse dahi immunhistokimyasal çalışma tutulum olduğunu gösterebilmektedir.

 

Hastalığın yaygınlığını belirlemek için farklı muayene ve testlerin yapılması gereklidir. Klinik değerlendirme bir onkolog (kanser tedavi eden hekim) veya hematolog (kan hastalıklarını tedavi eden hekim) tarafından yapılmalıdır.

 

Lenfomanın histopatolojik sınıflaması nasıl yapılır?

Lenfoma histopatolojik olarak önce Hodgkin hastalığı ve Hodgkin dışı lenfoma diye 2 ana gruba ayrılır. Biopsi yapılarak lenfomanın hangi tipte olduğu ortaya konabilir.

 

Hodgkin hastalığı nodüler lenfositten baskın tip ve klasik Hodgkin hastalığı olarak iki gruba ayrılmakta, klasik Hodgkin hastalığı da ayrıca alt gruplara ayrılmaktadır.

 

HDL sınıflandırılmasında birkaç sistem vardır;

 

Rappaport; 1970'lerden beri kullanılan en eski sınıflamadır. Sadece hücrelerin mikroskopik görüntüsü esas alınmıştır.

 

Kiel; Özellikle Avrupada kullanılmış, mikroskopik ve immunolojik özelliklerine göre yapılan bir sınıflamadır. 1992'de güncellenmiştir.

 

Working formülü; 1982'de önerilmiş; lenfomaları düşük, orta ve yüksek dereceli 3 ana grupta toplayan bir sistem olup bu sistemde hücrelerin mikroskopik görünümü ve klinik seyir gözönüne alınır.

 

REAL klasifikasyonu; 1994 yılında tanıtılmıştır. Burada lenfomanın kaynaklandığı hücre tipi, morfoloji, imunolojik ve genetik tipe göre sınıflandırma yapılmaktadır.

 

WHO klasifikasyonu; en son kabul edilen sınıflama sistemidir (Tablo-1).

 

Lenfomanın tümör büyümesinin hızlılığı açısından değerlendirilmesi tümörün derecesi (grade` i) olarak değerlendirilir. Bu sınıflandırma hem hastalığın ilerlemesi, hem de etkili tedavinin seçimi ile ilgilidir. Tümörün derecesi, seçilecek tedaviyi belirlemede önemlidir. Düşük dereceli lenfomalar (sessiz seyirli) yavaş ilerler, acil tedavi çoğu kez gerekmez. Hastalar uzun süre iyi bir yaşam kalitesi ile yaşarlar. Ancak tedavi ile tam şifa nadirdir. Bazı vakalar zamanla daha agresif lenfoma tiplerine dönüşebilir, o zaman daha yoğun tedavi gerekir. Orta ve yüksek dereceli HDL agresif olarak adlandırılır. Bu tümörler hızla büyüyebilir ve tanıdan hemen sonra tedavi gerekir. Bu tümörler daha yoğun tedavi gerektirmesine rağmen yapılacak tedavi ile tam şifa elde edilebilir.

 

 

 

 

(Tablo-1)

 

WHO klasifikasyonu (2001);

 

B-Cell Neoplasms

 

I. Precursor B-cell neoplasm:

    a. Precursor B-lymphoblastic leukemia/lymphoma

 

II. Mature (peripheral) B-cell neoplasms

 

B-cell chronic lymphocytic leukemia / small lymphocytic lymphoma

 

B-cell prolymphocytic leukemia

 

Lymphoplasmacytic lymphoma

 

Splenic marginal zone B-cell lymphoma (+/- villous lymphocytes)

 

Hairy cell leuekmia

 

Plasma cell myeloma/plasmacytoma

 

Extranodal marginal zone B-cell lymphoma of mucosa-associated lymphoid tissue type

 

Nodal marginal zone lymphoma (+/- monocytoid B-cells)

 

Follicle center lymphoma, follicular,

 

Mantle cell lymphoma

 

Diffuse large cell B-cell lymphoma

. Mediastinal large B-cell lymphoma

. Primary effusion lymphoma

 

Burkitt's lymphoma/Burkitt's cell leukemia

 

T-Cell and Natural Killer Cell Neoplasms

 

I. Precursor T cell neoplasm:

    a. Precursor T-lymphoblastic lymphoma/leukemia

 

II. Mature (peripheral) T cell and NK-cell neoplasms

 

T cell prolymphocytic leukemia

 

T-cell granular lymphocytic leukemia

 

Aggressive NK-Cell leukemia

 

Adult T cell lymphoma/leukemia (HTLV1+)

 

Extranodal NK/T-cell lymphoma, nasal type

 

Enteropathy-type T-cell lymphoma

 

Hepatosplenic gamma-delta T-cell lymphoma

 

Subcutaneous panniculitis-like T-cell lymphoma

 

Mycosis fungoides/Sézary's syndrome

 

Anaplastic large cell lymphoma, T

ull cell, primary cutaneous type

 

Peripheral T cell lymphoma, not otherwise characterized

 

Angioimmunoblastic T cell lymphoma

 

Anaplastic large cell lymphoma, T

ull cell, primary systemic type

 

Hodgkin's lymphoma (Hodgkin's Disease)

 

 

 

 

Nodular lymphocyte predominance Hodgkin's lymphoma

 

Classical Hodgkin's lymphoma

. Nodular sclerosis Hodgkin's lymphoma

. Lymphocyte-rich classical Hodgkin's lymphoma

. Mixed cellularity Hodgkin's lymphoma

. Lymphocyte depletion Hodgkin's lymphoma

 

In addition, multiple subcategories are offered for several of these diseases.

 

 

 

 

Lenfomada evreleme nasıl yapılır?

Evreleme vücutta tümörün yaygınlığını gösteren bir terimdir. Lenfoma dört klinik evreden birinde olabilir. Evre I ve II lokalizedir, III ve IV ise ilerlemiş, yaygın hastalığı gösterir. Evrelemede A, B, E önemlidir. Tanı sırasında sistemik semptomların olması B, olmaması A olarak değerlendirilir.Sistemik semptomlar ateş, gece terlemesi ve kilo kaybıdır. Hastalık lenf düğümünden bir organa yayıldığı zaman ya da hastalık lenfatik sistem dışında bir tek organı tuttuğu zaman E ifadesi kulanılır. Ann Arbor evreleme sistemine göre hastalık

 

Evre-I: Hastalığın tek bir yerde olması.

 

Evre-II: Hastalığın diafragma zarının aynı tarafında birden fazla yerde olması.

 

Evre-III: Hastalığın diafragma zarının her iki tarafında olması.

 

Evre-IV: Hastalığın yaygın olması.

 

Lenfoma tedavisinde ne kullanılır?

 

Lenfomaların tedavisinde kemoterapi ve radyoterapi ya da her ikisi birlikte uygulanıyor. Tedavinin seçiminde önde gelen faktör hastalığın evresidir. Hodgkin lenfomalı hastaların %75 kadarı uygun tedavi ile şifaya kavuşturulabilir. Bazı Hodgkin-dışı lenfomalarda da hastalık önemli ölçülerde düzeltilebilmektedir, ancak tümü dikkate alındığında sonuçlar Hodgkin hastalığı kadar tatmim edici değildir.

 

Lenfomada prognostik faktörler nelerdir?

Lenfomada tedavinin başarısını etkileyen faktörlere prognostik faktörler denir. HDL için yaşın 60 ın altında olması, genel durumun iyi olması, serum LDH düzeyinin yüksek olmaması, hastalığın erken evrede olması , ekstranodal hastalık olmaması iyi prognostik faktörlerdir.

 

 

Copyright © 2015 · Best Bilgisayar